Psikotik Bozukluklar (Şizofreni, Paranoid Bozukluk) Nedir?

Psikotik terimi geçmişte çok değişik biçimlerde tanımlanmış ancak bunlardan hiçbiri genel olarak kabul görmemiştir. En sonunda bu terim kavramsal olarak, ego sınırlarının kaybı ya da gerçeği değerlendirme bozukluğu olarak tanımlanmıştır. Psikotik Hastalıklar, kişinin gerçeği değerlendirmesini bozan beyin hastalıklarını kapsar. Hemen herkesin bildiği “şizofreni”, hastalığı bu grubun en önemli ve en sık rastlanan bozukluğudur. Aklımız sayesinde gerçekleri çarpıtmadan kavrar ve ona uygun sonuçlar çıkarırız. İşte psikiyatrik sınıflandırma sistemi DSM 5 ile şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar başlığı altında toplanan bu hastalık grubunda gerçeği değerlendirme yetisi bozulur.

Psikotik Bozukluk Belirtileri Nelerdir?

Psikoz belirtileri herkeste değişik şekillerde görülür. Bu bağlamda psikotik bir hastalığa belirli bir ad vermek ya da etiketlemek erken aşamalarda doğru değildir. Bir kişide psikoz belirtileri ilk defa görüldüğünde, bu aşamada hastalığı belirleyen birçok etkenin hala net olmaması nedeniyle, ne tür bir psikotik bozukluk olduğu tanısını koymak özellikle zordur.

Şizofreni Nedir?

Şizofreni bu grupta farklı ve ortak özellikleri ile ilk ele alınması gereken ve en çok bilinen hastalıktır. Bu hastalıklarda ortak bazı özellikler olabileceği gibi her birinin ayırt edici, kendine has özellikleri mevcuttur. Şizofreni bir beyin hastalığıdır. Toplumda görülme oranı yaklaşık %0.8 ile % 1 arasındadır. Kadın ve erkek etkilenme oranı eşittir. İlk başlama yaşı genellikle 18 ile 35 yaş arasıdır. Kadınlarda, erkeklere göre biraz daha geç başlayabilir. Şizofreni, gerçeği değerlendirme, duygularını kontrol edebilme, berrak düşünebilme, yargıda bulunabilme ve iletişim kurma yeteneklerini etkiler. Zekâ düzeyi ile ilişkisi yoktur.

Şizofreninin belirtileri genel olarak pozitif (olmaması gerekenin varlığı) ve negatif (olması gerekenin yokluğu) olarak sınıflandırılmaktadır.

Hezeyanlar (Sanrılar): Bir kişinin somut bir kanıt bulunmamasına karşın kararlı biçimde inandığı yanlış inançlardır. İkna ile bunları değiştirmek mümkün değildir. Sanrısı olan kişi kendisine eziyet edildiğine, özel güç veya yeteneklere sahip olduğuna, düşünce ve davranışlarının dışsal bir gücün denetiminde bulunduğuna inanabilir.

Halüsinasyonlar (Varsanı): Şizofrenide en yaygın halüsinasyon türü işitseldir; kişi hayali sesler duyduğunu zanneder. Kimi zaman şizofreni hastası bu seslerle uzun süre konuşur, sesler hastaya hareketleri konusunda komutlar verebilir. Daha az rastlanan halüsinasyon türlerinde gerçekte olmayan ama hastaya bütünüyle gerçek gibi gelen görme, hissetme, tatma veya koku alma gibi olaylar olabilmektedir.
Düşünce Bozukluğu: Düşünce bozukluğu olan kişi ne söylediği ve nasıl söylediği konusunda karmaşa yaşar. Kişinin konuşmasının izlenmesi, bir konudan ötekine atladığı ve mantık bağlantıları zayıf olduğu için zordur. Düşünce içeriğinde bozulma vardır. Örneğin kendisine zarar verileceğini (paranoid sanrı), yemeğine zehir katıldığını düşünebilir. Yoğun alınganlık (referans sanrıları) ve şüphe (perseküsyon sanrısı, mit beni takip ediyor) gibi düşünceler olabilir. Yine düşünce sürecinde kesintiler olabilir, yalnızca konuşan kişi için anlamlı bir hal alır.
Davranış Bozukluğu: Bazı şizofreni hastaları, sosyal ve mesleki işlevlerini yerine getirmelerine engel olacak düzeyde davranış bozuklukları yaşayabilirler. Örneğin, aynı elbiseyi uzun süre giymek, yıkanmayı reddetmek vb.
Duygu İfadesinde Donukluk: Şizofreni hastaları genellikle duygusal açıdan kendilerini “donuk” hissederler ve çevrelerinde olup bitene tepkisiz kalırlar. Yüz ifadelerini, davranış veya ses tonlarını değiştirerek duygusal tepkilerini dışa vuramazlar.
Motivasyon Kaybı: Şizofreni kişinin motivasyonunu azaltarak çalışma hayatı veya sosyal aktivitelere katılımını zorlaştırır. Hastalar çamaşır yıkama, yemek pişirme gibi gündelik işlerden uzaklaşır, uç durumlarda kişisel hijyeni sağlayamaz ve kendilerine bakamazlar.
Toplumdan Geri Çekilme: Şizofreni hastaları insanlarla arkadaşlıklarını sürdürmekte zorlanırlar. İnsanlarla karşılıklı etkileşimleri kısa süreli ve yüzeyseldir. Bazı durumlarda kişi bütün toplumsal ilişkilerini keser.

Düşünce Yoksulluğu: Kimi şizofreni hastalarında düşünme miktar ve içerik olarak azalır. Nadiren konuşur, sorulara kısa yanıtlar verir ve ayrıntı vermezler. Uç durumlarda kişinin konuşması “evet”, “hayır”, “bilmiyorum” gibi kısa cümlelerle sınırlanır.

Şizofreni Tedavisi

Özellikle son yıllarda şizofreni ve diğer psikozların tedavisinde geliştirilen ilaçlar ile yan etkiler ve etkinlik açısından önemli bir yol kat edilmiştir.. Özellikle beyinde artmış olan dopamini azaltan ilaçlar kullanılmakta olup yeni kuşak antipsikotikler, psikoeğitim, aile eğitimi, biyoritim tedavisi ve belli durumlar için kullanılan EKT tedavide kullanılan bazı yöntemlerdir. Hastalığın gidişinde ilaç tedavisinin yanı sıra psikoterapötik yaklaşımın, güven sağlayıcı, sürekli bir ilişkinin önemi büyüktür. Hastaları uğraşıya yöneltmeye, çeşitli yeti ve yeteneklerin kullanmasına ve bunları geliştirmesine yardımcı olacak her türlü araç ve girişime başvurulmalıdır.
Paranoid (Sanrısal) Bozukluk Nedir?
Psikotik bozukluklardan olup, belirgin duygulanım ve düşünce bozukluğu olmadan, daha çok sanrı ( hezeyan) düzeyinde şüphelerle karakterize, ciddi bir ruhsal bozukluktur. Başkalarını tehdit olarak algılayan, öfkeli ve gergin kişilerdir. Hasta olduklarının farkında değillerdir. Bu yüzden yardım almak istemezler. Kabul etse bile sorunun kaynağının kesinlikle başkaları olduğunu savunurlar. Kendilerine yardım etmek isteyenlere de güvenmezler.

Paranoid Bozukluğun Nedenleri:
Pek çok psikiyatrik rahatsızlıklarda olduğu gibi genetik, biyolojik ve sosyolojik nedenleri olabilir. Özellikle beynin ön kısmında yer alan Frontal Korteks ( doğru yanlışı ayırt edebilme) kısmında yapısal bir bozukluk olabileceği gibi yetiştirme tarzı da paranoid bozukluğun ortaya çıkmasına neden olabilir.

Paranoid Bozukluk Tedavi Edilmezse Ne Olur?

İlaç tedavileri ve içgörü sağlamaya yönelik destekleyici psikoterapiler tedavide çok önemlidir. Tedavi edilmediğinde hastalarda iş, aile ve sosyal ilişkilerini sürdüremedikleri bir tablo oluşabilir. Ayrıca paranoid bozuklukta şiddete eğilim göz ardı edilmemeli ve mutlaka ona uygun tedbirler alınmalıdır.

Paranoid bozukluk tedavi edilmezse ciddi problemlere neden olabilecek bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Şizofreni ve paranoid bozukluklar mutlaka psikiyatrist tarafından tedavi edilmelidir.