Sosyal Fobi (Anksiyete Bozukluğu) Nedir?

Sosyal fobi, sosyal ortamlarda kişinin kendisini aşırı güvensiz hissetmesi, başkaları tarafından alay edileceği, reddedileceği ve yargılanacağı düşünceleri eşliğinde yoğun kaygı yaşaması durumudur. Sosyal ortamlarda bir eylem gerçekleştirilmesinin gerektiği durumlarda belirgin ve sürekli bir korku duyulur. Sosyal fobi tanısı olan kişiler bu durumlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar. Hastalık olduğu bilinmeyip zamanında müdahale edilmediğinde ileride kişi çok güçlük çeker. Yetişkinlikte sorun iyice artar. Çünkü tedavi edilmediğinde sorun giderek daha da derinleşir. Sosyal fobi alt tipine göre değişmekle birlikte erken ve geç ergenlik dönemi arasında başlar (10-17 yaş). Yaygın tipin daha erken yaşta başladığına dair bilgiler vardır.

Sosyal Fobinin Fiziksel Belirtileri;
Yüz kızarması
Terleme
Ağız kuruluğu
Çarpıntı, nefes kesilmesi, nefes darlığı
Mide- bağırsak sisteminde rahatsızlık
Diyare
Kas gerginliği
Titreme
Sosyal Fobinin Psikolojik Belirtileri;
Güçsüzlük ve yetersizlik hissi,
Fiziksel olarak çirkinlik ve beğenilmeme algısı
Verilen sevgiyi hak etmediğini hissetme
Hata yapmaktan çekinme ve mükemmel olma isteği
Sürekli kaygı hali fakat belli etmemeye çalışma
Kusursuz olma ve davranma hali
Toplumun sürekli beğenisini kazanma arzusu
Çekindiği veya korktuğu ortama girememe
Bulunduğu ortamdan sürekli kaçma ve gitme arzusu
Kişilerle göz teması kuramama ve bundan kaçınma

Sosyal Fobinin Çocuklardaki Belirtileri
Yalnızlığa bağlı depresyon
Kendine güvende düşüklük
Sosyal beceri eksikliğini fark edebilir
Kendini yetersiz gibi algılar
Bir eksikliğinin olduğunu bilir çünkü ilişki kuramaz
Yeni tanıştığı biriyle ilişkisini sürdüremez
Sohbeti başlatamaz
Dinleyici konumda kalır bu da kendine güvenini düşürür.
Depresyon ise ikincil olarak gelişir.

Sosyal Fobi Neden Olur?

Sosyal fobide kalıtsal geçişin rolü çok güçlü olmasa da vardır. Akrabaları arasında sosyal fobik olan kişilerin bu hastalığa yakalanma riski bir miktar daha yüksektir. En önemli etmenlerden biri beyinde bir takım nörokimyasal bozukluklar olduğudur. Özellikle serotonin adı verilen bir kimyasal maddenin sosyal fobiklerin beyninde normalden az olduğu veya iletiminde aksaklıklar bulunduğu ileri sürülmüştür. Ayrıca zihinsel altyapısı önceden hazırlanmış olabilir. Özellikle örseleyici bir yaşantı ile koşullanarak gün yüzüne çıkmış ve yerleşmiş olabilir. Örneğin öğrenci sınıfta ders anlatırken bir hata yapmış ve arkadaşları ona gülmüştür. O da küçük düştüğünü, rezil olduğunu düşündüğü için utanç hissine kapılmış ve bedensel belirtiler göstermiştir. Bir dahaki sefere ders anlatmak için yine tahtaya çıktığında önceki deneyimi olumsuz beklentilere yol açacak, bulunduğu ortam duygularını tetikleyecek ve belirtiler ortaya çıkacaktır. Çocuk yetiştirme biçimi de hastalığın oluşmasında önemli etmendir. Genelde aşırı koruyucu, ya da red edici, duygusal sıcaklıktan yoksun, katı anne babalar olabilir. Ebeveynler bazen çocuktan yüksek beklentiler içindedir. Çocuk bunlara ulaşamayınca cezalandırılabilir, böylece kişide başarısızlık korkusu gelişebilir. Tanıdık olmayan ortamlara, insanlara ve nesnelere aşırı korku duyma olarak tanımlanan davranışsal ketlenmenin, sosyal fobi gelişiminde öncül belirti olduğu söylenmiştir.

Sosyal Fobi Tedavisi

Sosyal fobinin (anksiyete bozukluğunun) tedavisi, durumun bireyin günlük yaşamda işlev görme yeteneğini ne kadar etkilediğine bağlıdır. Sosyal anksiyete bozukluğu için en yaygın iki tedavi türü psikoterapi ve ilaç tedavileridir. Bazı olgularda iki tedavi türü eş zamanlı olarak kullanılır.