Aile ve Çift Terapisi ; Aile İçi Sorunlarda Kullanılan Terapi Yöntemi

Toplumun temel taşı olarak da tanımlanan ailenin geçmişi insanlık tarihi kadar eski olup, oluşumunda özellikle cinsel güdü, neslin devamı ve ekonomik ihtiyaçlar etkili faktörler olarak bilinmektedir. Günümüzde modern toplumların gelişimiyle aile daha çok anne baba ve çocuklardan oluşan çekirdek bir yapı olarak kendini göstermektedir. Bu anlamda aile içi sorunlar da daha çok aile içindeki bireylerin iletişim ve etkileşim sorunları olabilmektedir. Özellikle evlilikle birlikte aynı evde yaşamaya başlayan çiftler arasında çıkan çatışmalar bazen boşanmalara kadar gidebilmektedir. İşin diğer boyutu ise çocuklarla ilgili yaşanan sorunlardır. Her çocuk gelişip büyürken bazı dönemlerden geçmekte ve döneme özgü sorunlarda aileyi etkileyebilmektedir. Örneğin çocuğun anneden ayrılması gerektiği durumlarda yaşanan kaygılar, okul fobisi gibi durumlar küçük yaşlarda görülürken, ergenliğe girmekle birlikte yaşanan bağımsızlaşma ihtiyacı aileyi ileri yıllarda bekleyen sorunlar olmaktadır. Yine gencin kendisine bir yol çizme sürecinde yaşanan sancılar da tüm aile bireylerini etkileyen sıkıntılar arasındadır. Bu anlamda ortaya çıkan sorunlara göre ailenin ele alınması gerekmekte ve çözüm yolları birlikte bulunmaktadır. Özellikle evlilikle birlikte birbirinden farklı iki insanın bir arada yaşaması güzel olduğu kadar da stres yaratıcı olabilmektedir. Şöyle düşünün, farklı kültürlerden, farklı ailelerden gelmiş, farklı alışkanlıklara sahip iki kişinin aynı evi paylaşmaya başlamaları insan hayatında ne kadar ciddi bir değişimdir. Bu durumda çiftlerin kendilerini stres altında hissetmeleri doğaldır. Bu noktada gözden kaçırılmaması gereken şey, yaşanılan karmaşanın tek taraflı olmadığı, karşı tarafın da aynı duyguları paylaştığını ve karşılıklı anlayışla bazı sorunların üstesinden gelinebileceğidir.

En sık rastlanan evlilik sorunları, iletişim kuramamak, aldatma, cinsel ve ekonomik sorunlar olmaktadır. Evlilikte üçüncü şahıslar da oldukça önemlidir. Burada asıl sorun çiftlerin kendi aile düzenlerine sınır çizememiş olmasıdır. Örneğin batı toplumlarında pek görülmeyen, bize özgü olan “kayınvalide sorunu” ülkemizde en önemli evlilik sorunlarından biridir. Evlilikle birlikte değişen şeylerden biri de artık düzenli bir cinsel yaşamın başlamasıdır. Ancak bazen bu bile başlı başına bir sorun odağı olabilmektedir. Özellikle tarafların ikisinin de tecrübesiz olması, daha önceden edinilmiş yanlış bilgiler vaginismus, ereksiyon problemi ve erken boşalma gibi sorunlar yaratabilmektedir. Cinsel içerikli aksaklıklar evlilikte eşleri birbirinden uzaklaştırmakta, dışa yöneltmekte, hatta cinsel ve duygusal aldatmalara yol açabilmektedir. Duygusal aldatmalar ise, eşin yaptığı her şeyin göze batması, beğeni eksikliği gibi durumlar yaratır ki, bu da kavgaları, anlaşmazlıkları kaçınılmaz kılar.
Aile içinde çıkabilecek diğer sorunlar ise, sevgi-saygı azlığı, demokrasi yokluğu, tarafların aileleri, eşlerin depresif düşünce modu, alkol ve kumar alışkanlığı, çocuk yetiştirmedeki anlaşmazlıklar, çocuk sorunları, aile içi şiddet gibi çeşitlilikler gösterebilmektedir. Tüm bu durumlar bazen kendiliğinden çözülebilir. Ancak bazen de çözümlenemeyen basit sorunlar ayrılmaya varacak istenmeyen durumlarla sonuçlanabilir. Eğer sorunlar, tek başına çözülemeyecek bir noktaya ulaşmışsa, bir profesyonele başvurmaktan ve yardım almaktan çekinilmemelidir. Bu yardım tek taraflı değil eşlerin ikisinin de katılımıyla olmalıdır. Ancak bazen boşanma aşamasında da eşlere verilen psikiyatrik-psikolojik destek oldukça önemli olmaktadır. Burada özellikle boşanmadan sonra çocuklarla kurulacak ilişkinin planlanması, çiftin karı-koca rolü ile anne-baba olarak ebeveyn rollerinin ayrımının ve düzenlenmesinin sağlanması çok önemlidir.
Aile içi sorunların çözümünde aile ve çift terapileri yapılan en etkili yöntemlerden biridir. Aile ve çift terapisinde amaç, aile içinde ve çiftler arasında yaşanan zorlu ve sıkıntılı süreçlerin ele alınarak çatışmaların çözülebilmesi, tüm aile üyelerinin sağlıklı yönde değişiminin ve gelişiminin sağlanmasıdır. Burada hem aile içi ilişkilerin hem de diğer insanlar ve durumlarla olan ilişkilerin düzenlenmesi hedeflenmektedir. Sonuç olarak tüm ailelerde bir takım sorunların yaşanması çok doğal ve beklenilen bir durumdur. Ancak bu sorunlar çözülemediğinde, aile bireylerini olumsuz yönde etkilediğinde, sosyal ve mesleki alanda işlev kayıplarına neden olduğunda alınacak profesyonel yardımların çözüm olabileceği akılda tutulması gereken önemli bir noktadır.